O yüzden, bu defa başka kimse için değil; sadece senin için demle o kahveyi.
Kendinle en son ne zaman baş başa kaldın?
Biliyorum...
Hayat hızla akıp gidiyor. Ve sen de bir şeyleri yetiştirme telaşında, hep birilerine yetişmeye çalışırken kendinden ne çok uzaklaştığının farkında bile değilsin belki.
Ama sen…Canımm
Kendine bir kahve borcun var. Kendini dinlemeye, kendinle sohbet etmeye ihtiyacın var. Senin sana ihtiyacın var.
Uzun zamandır aynaya gülümsemedin mesela, fark ettin mi? Bir bardak kahveyi sadece senin için, sadece kendinle içmeyeli ne kadar oldu? Bir solukta biten yudumlarla, içini yakarak içtiğin o acele kahvelerden bahsetmiyorum... Gerçekten tadına vardığın, ruhuna dokunan, seni dinleyen bir kahveden bahsediyorum. Buram buram kokusunu içine çekerek yudumladığın, seni sakinleştiren, biraz da olsa anda kalmanı sağlayan o kahveden.
Kendini ihmal ettiğin her günün, kalbinde bıraktığı küçük çentikler var. Ve o çentikler zamanla derinleşiyor… Kırıldığını kimse bilmiyor, yorulduğunu belli etmiyorsun. Biliyorum. Ama sen her şeyi bilip de yine de susan o güçlü tarafını bile, bir kahveyle ödüllendirmeyi unutmamalısın.
O kahveyi içerken kendine “Nasılsın gerçekten?” diye sormayı dene mesela. Unutma lütfen . Ve cevaptan korkma. Çünkü en çok kendine dürüst olduğunda iyileşmeye başlarsın. Aromalı mumu yakıp, battaniyeni çekip huzurlu bir akşam kahvesi içmeye ne dersin. Söz veriyorum çok iyi gelecek sana. Soyutlanacaksın düşüncelerden, gelecekten ve geçmişten. Arınacaksın tüm ruhunla.
Ve unutma, dünya senden hep daha fazlasını isterken, senin biraz durmaya, sessizce oturup içinden geçenleri dinlemeye hakkın var. Yorulmanın ayıp olmadığı, susmanın bir eksiklik değil bir ihtiyaç olduğu zamanlardan geçiyorsun belki de… Herkese yetmeye çalışırken kendine yetemediğini fark ettiğin anlar biriktiriyorsun içinde. O yüzden, bu defa başka kimse için değil; sadece senin için demle o kahveyi. Sadece senin için otur o pencerenin kenarına. Ve sakince fısılda kendine: “Ben buradayım. Beni duyuyorum. Kendimi unutmuyorum.”
Peki, hayatı bu kadar omuzlarında taşırken, başkalarına nefes olurken, kendine bir fincan kahve kadar bile alan açmadığında... sence en çok ne eksiliyor içinden fark etmeden, en çok ne kırılıyor sessizce ve sen bu kırıkları ne zaman toplamayı düşünüyorsun?🪶☕
0 Yorumlar