Unutma; bir şey kırıldığında çıkan o ses, her zaman ama her zaman yeni bir doğuşun müjdecisidir.
Bu yazı hem kendime, hem sana…Kendime bir hatırlatma, sana ise bir fısıltı olsun. "Bak, hâlâ buradayım" diyen bir ses gibi…Ve sen okurken, belki bir yerlerde kendini bulursun. Çünkü hepimiz bazen aynı kelimelerde yol alırız.
Sarılsın boynuna sımsıkı umut, kemiklerini kırarcasına…Acıtsın belki biraz, ama unutturmasın sana hâlâ canlı olduğunu. Bir yanın nefes alsın yeniden, bir yanın soluksuz kalsın çünkü her doğuş biraz sancılıdır, unutma. Anla…Kırıldığın yerden sızan o ışık belki de yeni bir baharın habercisi. Dökülen yaprakların yerine yeni bir hayat yeşerecek inan. Yeter ki kurudu sandığın çiçeklerini biraz sulamayı dene. Süpür hüzünlerini bir halının altına. Sanki beklediğin o haber gelecek gibi hisset, belki zarfsız, belki adresi silinmiş…Ama umut, böyle gelir zaten; beklemediğin anda, tanımadığın bir dilden, kalbinin en uykulu yerine dokunarak.
Tüm karanlık yırtılsın bir ışık huzmesiyle, öyle parlak olsun ki gözlerini kamaştırsın, önünü göremesen de inan, ufuklar hep orada bekliyor olacak seni. Geriye dönemeyecek olsan bile, ileride bir yerlerde sana benzeyen bir “sen” olsun diye.
Bazen bir yangın gibi sarar içini, bazen küle dönmüş bir gülüş gibi sessizleşir umut. Ama her ikisinde de vardır bir çağrı: “Kalk, yürü... Henüz bitmedi.” İçinde büyüyen o fısıltıya kulak ver. Adını koyamadığın bekleyişler bile bir gün anlamını bulur, yeter ki vazgeçme. Unutma; bir şey kırıldığında çıkan o ses, her zaman ama her zaman yeni bir doğuşun müjdecisidir.
Ümidin kuşu konmuşsa avuçlarına, korkma. Ne sıkı tut, ne bırak. Sadece yanında dursun. Çünkü bazen sadece varlığı bile bir başkaldırıdır karanlığa. Zaman geçsin içinden, her saniyesi bir yıldızın parıltısı gibi unutulmuş bir hatırayı canlandırsın. Her dakika yeni bir yoldur ve sen, göğe bakmayı hatırladıkça o yolları bulmuş olacaksın. Şimdi tam buradasın. Ne eksiksin, ne fazlalık. Olman gereken yerdesin. Ve biliyor musun, bu bile başlı başına bir mucize.
Umut, bir misafir değil sahibi olsun evinin. Bazen titreyen bir alev, bazen fısıltıyla karışmış yıldız tozudur. Ama unutma, içinde ışıldayan o şey karanlığa inat var olmaya devam ediyor. Umutsuzluğa yenilme artık. Onunla yaşa. Başını kaldır, yıldızlara bak. Ufuklar seni çağırıyor. Ve her baktığında, biraz daha kendine yaklaşıyorsun. Çünkü bazen şiir olmak gerekmez, sadece yaşamak yeter... Ama kalbin şiirle atıyorsa, susma.
Anla...Ve devam et.
Çünkü bu gece, bir yıldız daha senin adına kayacak. Hazır mısın o yıldızı dileğin yapmaya?🪶
0 Yorumlar